Uzaklaşan Kadehler


 



Ne kadar sürerse sürsün, ömrüm, unutamam biliyorum. Kararınca gökyüzü, gerçek yüzümü gösteriyor aynalar. Kendime bakıyorum, ben, zifiri karanlık...

Unutur mu dersin insan? Unut gitsin demiştin. Uyutmaz ki bu unutamadıklarımız. Nerden bileceksin...?

Bende istemezdim hepsini bir kadehe sığdırmayı. Uzaklaşmak için tüm bunlardan, ne yapabilir ki insan?
Anlamsız bir durgunluk, sakinlik ve mutsuzluk. Acıyı, anıyı ve kaderi bir kadehte toplarsın. Uzaklaşmak istediğin ne varsa hepsi içinde. Her yudum yakarak gider. Sanki giderken biraz daha acıtmak istermiş gibi. Her şey tertemiz bir uyku için, tüm yakınlardan, uzaklarda.

İçersin, içersin, içersin. Çünkü uzak olan hiçbir şey aklına gelmez. Düşündürmez. Bu yüzden deliksiz mışıl mışıl uyursun...

Ama bilirsin. Sabahına tebessümler sunduğun günün ışıkları kapanınca, hüznün kapına yine boş bir kadeh bırakacağını. Yeniden geçmişe dönersin, geriye gidersin. Belkide geçmişin kalmadığında, kadehleri bir bir yok edersin. Tamamen uzaklarda yaşarsın...

Unutur musun peki dersen? Unutamam, hiçbir zaman. Ama geçmişinden uzaklaşınca insan, neyi unutamadığını unutur.

Biliyorum dışarıdan nasıl göründüğümü. Karanlık. Dışarıdan baktığını da biliyorum. Olsun. Bu gece de kadehi biraz daha doldururum... Neyse unut gitsin!



                                                                                                                                Adem SADAK

Yorumlar

Popüler Yayınlar